Brezilya’daki günlerimi üzülerek geride bıraktım. Tam 21 gün geçirdim sambacıların diyarında ve tahmin edeceğiniz gibi yetmedi, yetmenin yanına bile yaklaşmadı. Elde kalan tek tesellim girişte yaşadığım problem yüzünden vizemin 30 günlük olması ve bu yüzden istesem de istemesem de er geç çıkmak zorunda olmamdı.
21 günlük seyahatimin bana verdiği yetkiye dayanarak konuşuyorum o yüzden ben şu an. Ve 21 günün bana verdiği yetki kadar, yani çok da haddini aşmadan.
Kısa kısa Brezilya
- Yüzölçümü: 8.516.000 km2. Bizim çarpıtılmış dünya haritalarımıza bakıp da aldanmayın. Nerdeyse Avrupa’nın tamamı kadar bir alana sahip Brezilya.
- Başkenti: Genelde yabancılar Rio de Janeiro veya São Paulo’yu başkent sanıyorlar. Siz de onlardan biriyseniz utanıp sıkılmayın. 2014’te tanıştığım ve São Paulo’da yaşayan Brezilyalı 28 yaşında bir kızın başkenti São Paulo sanışına şahit oldu bu kulaklar. Ülkenin başkenti Brasilia efendim. Aynı Ankara gibi tek vasfı başkentlik olmuş durumda bu şehrin de. (Bir Ankaralı olduğumdan sizin aksinize benim Ankara’ya gömme haklarım sonuna kadar saklıdır).
- Dili: Kıtanın İspanyolca konuşmayan nadir ülkelerinden, Portekizce ana dil.
- Para Birimi: Brezilya’nın para birimi Real ya da Reais. 4 R$ yaklaşık bir dolara tekabül etmekte. Yani 1 lira 0,66 Real diyebilirim 2018’deki döviz kuruna göre.
- Brezilya’nın bayrağı: Hep bir hikayeleri vardır bayrakların. Brezilya’nınki de nasibini almış durumda. Bayraktaki üç ana rengin her biri ülkenin bir değerini simgeliyor. Yeşil ormanları, mavi Amazon nehrini (gökyüzü diyen de var), sarı altın rezervini. Bayrağın üstündeki yıldızlar ülkedeki federal birimleri temsil ediyor. Rio’daki şehir turu rehberimiz yıldızların cumhuriyetin kurulduğu zamanki yıldız haritasına göre çizildiğine dair bir söylentiden de bahsetti ama bana çok olası gelmedi. Fransız düşünür August Comte’dan alınan ilhamla bayrağın üstünde “ordem e progresso” yani düzen ve ilerleme yazıyor. Comte’un sözünün aslı “Sevgi prensibimiz, düzen temeliz, ilerleme hedefimizdir” şeklinde. Cumhuriyet askeri bir hükümetle kurulduğundan Comte’un sözündeki “sevgi” ifadesi bayrakta yer almaya layık görülmemiş. Daha önce de söylediğim gibi, insanların sevgiden ödünün kopması sadece bize özgü bir patoloji değilmiş.
- Brezilya’ya Ulaşım: Brezilya çoğu Güney Amerika rotasının başlangıç noktası çünkü Türkiye’den kıtanın kalanına kıyasla daha az masrafla Brezilya’ya ulaşılabiliyor. Tabi ki cebi yakmamak adına en mantıklısı aktarmalı uçuş tercih etmek. Avrupa’da Portekiz ve İspanya gibi bazı ülkeler transit vize istemediğinden buralardan aktarma yapabilirsiniz. Ya da benim yaptığım gibi Royal Air Maroc ile Casablanca’dan aktarma yapabilir ve benim yapmadığım gibi aktarma süresini uzun tutup Casablanca’yı da görebilirsiniz.
- Brezilya içinde Ulaşım: Ülke içinde ulaşım epey pahalı. Şehir içi ulaşımlar yine toplu taşıma ve uber sayesinde cüzi miktarlarda seyrediyor. Fakat ülke koskocaman olunca şehir değiştirmek epey pahalıya patlıyor. Vaktiniz azsa ve ülkenin birbirine uzak destinasyonlarını keşfetmek niyetindeyseniz muhtemelen uçak kullanmak zorunda kalacaksınız. Ben kendi adıma katiyyen uzak durdum bu seçenekten. Az vakitte, benim yaptığım gibi belirli bir bölge belirleyip orayı gezmek niyetindeyseniz kara yolu daha ekonomik ve makul olacaktır. Otobüslere, tl’ye çevirdiğinizda her türlü dudak uçuklatan miktarları bayılmadan önce Blablacar uygulamasından yolculuk aramanızı öneririm. Daha kısa sürede daha ucuza seyahat edebilirsiniz. 2 kişiyseniz otostop çekmek de iyi bir fikir diye düşünüyorum.
- Gerekli aşılar: Tüm seyahatlarinizde yola çıkmadan önce gerekebilecek aşıları ve ilaçları şu siteden öğrenebilirsiniz. Brezilya’ya gelecekseniz sarı humma kesinlikle gerekiyor. Bunun yanında ben tifo aşısı da oldum.
Brezilya Rotam
21 günü Brezilya’da çok farklı rotalarla geçirmek mümkün. Benim rotamdan çok daha fazla yeri üç haftaya sığdıranlar da tanıdım, daha az yer görerek tadını çıkararak gezenler de. Pusula Dövmeli Kız olarak ben şöyle bir rota izledim:
- Rio de Janeiro (5 gece)
- Ilha Grande (2 gece)
- Paraty (2 gece)
- Sao Paulo (3 gece)
- Florianopolis (2 gece)
- Blumenau (2 gece)
- Curitiba (1 gece)
- Foz do Iguaçu (1 gece)
1 gece Ilha Grande feribotunun kalktığı liman Jacarei’de, 1 gece de Sao Paulo-Florianopolis otobüsünde geçirdim. Blumenau’ya ise yalnızca Oktoberfest’e katılmak için gittim. Bu arada 21 diyorum ama son bir günüm Iguazu Şelaleleri’nin Arjantin tarafında, yani Arjantin’de geçti aslında.
Bugünkü Aklım Olsa…
Tabi ki ancak gezip gördükten sonra edindiği tecrübelerle konuşabiliyor insan. Ama aynı yerleri yeni baştan gezecek olsam nasıl gezerdim sorusuna cevabım sanırım Rio’da, Ilha Grande’de ve Florianopolis’te daha uzun kalmak şeklinde olurdu. Ama Ilha Grande ve Floripa’da yapabilecekleriniz hava durumuna çok bağlı olduğundan aslında iki şehirden de kendimce tam vaktinde ayrılmış oldum.
Ukde Kalanlar
Ayrıca tabi ki vakit olmadığı için içimde ukde kalan yerler de var çokça. Başta Salvador de Bahia geliyor. Sonra ülkenin en kuzeyindeki Jericoacoara ve Lençois de Maranhenses var. Tabi ki Amazonia eyaletinin başkenti Manaus ve Amazon ormanlarına gitmek de geçerdi gönlümden. Ha bir de herkesin mükemmel bir dalış noktası olduğunu söylediği Bonito Nehri var.
Brezilya Bütçem
Trail Wallet adlı uygulama sayesinde tüm Güney Amerika seyahatimi masraflarıyla kuruşuna kadar takip etmek niyetindeyim. Yıllardır paramı dolar olarak biriktirdiğimden yerel para birimi ve dolar cinsinden bildireceğim harcamalarımı.
- 21 günde harcadığım toplam miktar: 1,546 R$ (384 USD)
- En büyük masraf Ulaşım: 151,50 USD
- Yeme-İçme: 120 USD
- Eğlence (Iguazu, Oktoberfest, Pao de Açucar, İsa heykeli vs.): 73,50 USD
- Konaklama: 19,35 USD (nerdeyse hep couchsurfing kullandığım için)
- Diğer (sinekkovar, içimden geldiği için hostlarıma aldığım hediyeler, exchange’de kestikleri komisyon vs): 19 USD
Yani günlük ortalama 18,27 dolara gezmiş durumdayım.
Rotadaki En’lerim/ Olmazsa Olmazlarım
- Iguazu Şelaleleri’nin aslında Arjantin tarafını görüp Arjantin tarafına vuruldum. Ama günün sonunda Brezilya’ya döndüğümden Brezilya seyahatime dahil ettim Iguazu anılarımı. Ve açık söylüyorum, burda hissettiklerimi bir daha nerde ne zaman hissederim ben de bilmiyorum.
- Rio de Janeiro en sevdiğim şehirler listeme epey yüksekten giriş yaptı, çıtayı da arşa çıkardı. Selaron merdivenleri ve Santa Teresa şehrin en sevdiğim yerleri oldu. Ama bu demek değil ki Copacabana Plajı’na Veya Morro dos Irmaos’a tekrar gitmek için her şeyi vermeye hazır değilim.
- Florianopolis’te şehrin güneyindeki Lagoinha del Este yürüyüşü ve Morro da Coroa tırmanışı olmazsa olmazlarım arasında.
- Iguazu Şelaleleri’nden sonra kendimi en iyi hissettiğim zamanlar ise kesinlikle “Ele Nao” protestoları ve Rio’daki Onur Yürüyüşü oldu. Rio’da kalabalık gördünüz mü katılın derim, her gün karnaval çünkü Cariocalara.
Favori Brezilya Lezzetlerim
Ah sayamayacağım kadar çok ki!
- Pão de Queijo tüm basitliğine rağmen favori atıştırmalığım sanırım. Atıştırmalık dediğime de bakmayın çok kere öğün olmuşluğu var bana.
- São Paulo’da, Leandro’nun babaannesinin evinde yediğim Bolo da Cenaura’yı ise aklımdan zor çıkaracağım gibi duruyor.
- Öte yandan Brezilya’ya gelir de Açaí yemeden dönerseniz benimle konuşmayın.
- Picanha adlı filetoyu yedikten sonra ülkenin etteki iddiasının hiç de boşa olmadığını da anladım.
- Bardakta durduğu gibi durmayan caipirinha da olmazsa olmaz bir deneyimdi tabi.
- Ve bir de, Brezilya değil Portekiz lezzeti olan ama bulmuşken tabi ki de deli gibi yediğim Pastel de Nata var hahah!
Yemeklerle ilgili çok daha fazla bilgiye şuradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Iguazu Şelaleleri, São Paulo, Ilha Grande ve Rio de Janeiro üzerine de yazılarımız mevcuttur.
Son Sözlerim
Ya şimdi etmeliyim ya da sonsuza kadar susmalıyım dediğim birkaç da itirafım var Brezilya hakkında. Az buçuk İspanyolca konuşan bir insan olarak rotamdaki tek Portekizce konuşan durağımdı Brezilya. Haliyle de kendimi en soğuk hissettiğim ülkeydi. Sadece bu yüzden değil tabii. São Paulo ve Rio hakkında öyle korku hikayeleri dolanıyor ki sağda solda -abartmıyorum Portekizli erkek bir arkadaşım bile “güvenli mi, endişeliyim, tavsiyelerin neler” diye sordu bugün bana- Brezilya daha başlarken bitse de gitsek diye baktığım bir ülkeydi doğrusu. “Hay benim eşek kafam” diyorum tabi bugünden baktığımda. Gerçi bu önyargılarımın eriyip yok olması bir saati bile almadı, hiçbiri ülkenin tadını çıkarmama engel olmadı ama insanın utancı da kolay kolay geçmiyor böyle bir haksızlık yapmış olmanın farkına varınca. Söylemeye belki hakkım belki çok da yüzüm yok ama çok güzelsin be Brezilya!
Ülkeden ayrılırken adım kadar emin olduğum bir şey varsa o da tekrar geleceğim! Bir yanım umarım bunu yol boyu uğradığım her ülke için demem de diyor tabi. Ama beni korkutan gerçek şu ki, Brezilya’ya tekrar gelsem “nasılsa güneydoğusunu gördüm” diyerek buraları pas geçemem, tüm bu rotayı sil baştan izlerim muhtemelen. Ah ah, gezmek zor iş azizim!